UFUK KEKÜL

Giresun’un bazı kırılma noktaları, süreçlerin tamamlanıp bambaşka yöne evrildiği tarihi dönüm noktaları, konular, durumlar, olaylar vardır.

Bu süreçlerde bazı kişiler memleket severlik duygusuyla, duyarlılığıyla hareket ederek Giresun’un kaderine dokunmuşlar; ilin kalkınma ve gelişimine dolayısıyla büyümesi yolunda vizyoner davranmışlar ve ufuk açmışlardır.

Geçmişi zaman zaman hatırlamakta, kentin hafızasında bırakmayıp gün yüzüne çıkarıp yeniden topluma sunmak gerekir. Bu da biz gazetecilerin görev ve sorumluluğudur. Çünkü bizler zamanların tanıklarıyız. Övülmesi gerekeni överiz de.

Bir de insani erdemlerin en önemlisi vefa duygusu bunu gerektirir. Bunca çirkinlik, kötülük, olumsuzluklar arasında unuttuğumuz şey bu galiba.

ŞEHRİN KAHRAMANI, VİZYONER BİR LİDER

Yakın tarihimize bu vefa duygusuyla baktığımızda Sayın Dr. Öner Hekim unutulmaması, unutturulmaması gereken özelliklere fazlasıyla sahip olan birisidir. O, benim de doğum yerim, Ata yurdum Piraziz’in Şeyhlisinden çıkıp dünya çapında tanınan bir isim olmuştur.

Bu toprakların gururudur. Babam merhum Mustafa Kekül’ün öğrencisi olarak benim de gururumdur.

Öner Hekim önce işçi, atölye, fabrikalar ve işletmeler sahibi,  sonra da Hekim Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Türkiye’den dünyaya açılarak dev yatırımlara imza atmıştır. Bugün Holding’in çatısı altında topladığı fabrikaları ve işletmelerinde ön üretimli hazır yapılar, yaşam konteynerleri ve şehir mobilyaları, birçok inşaat malzemeleri üretimiyle birlikte maden işletmesi de mevcuttur. Hazır yapı ve yapı malzemeleri teknolojileriyle çevreye duyarlı geniş bir ürün yelpazesiyle faaliyet göstermektedir. Ürün çeşitliliği anlamında Türkiye’de ve dünyada tektir. Yapı kaplama malzemesi olan fibercement teknolojisini ilk defa Türkiye’mize getirerek sanayimizde Cumhuriyetimizin ilklerinden birini gerçekleştirmiş önemli bir sanayicidir. Bugün Hekim Holding şirket ve işletmelerinde 1000’e yakın çalışanı ile üretimler yaparak güçlü bayi ağı ile yurt içi ve yurt dışında 100 den fazla bayisi ile satış yaparak ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Hekim Holding, merkezi İstanbul Pendik’te bulunan, 1989’dan bu yana binlerce çalışanıyla faaliyet gösteren, 6 kıtada 150’den fazla ülkeye ihracat yapmakta, tamamen yerli sermayeli bir yapı endüstri grubudur. Öner Hekim iş hayatına 1985 yılında başlamış olup, 2025 yılı Öner Hekim’in iş hayatındaki 40. yılıdır.

Ancak Dr. Öner Hekim’i farklı kılan şey, yalnızca sanayici olarak üretmesi değil; üretirken doğayı, toplumu, çalışanlarını ve geleceği gözeten bir iş modeli kurmuş olmasıdır. Sayın Hekim, sadece sanayici kimliğiyle değil, aynı zamanda vizyoner bir lider ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip bir iş insanı olarak da adını tarihimize yazdırmıştır. Memleketi Giresun’la olan bağını hiç koparmamış, eğitim, sağlık ve sosyal yardımlarda her fırsatta memleketi Giresun’a 35 yıldır el uzatmış, verdiği burslar ve desteklediği sosyal projelerle adeta şehrinin gizli kahramanı, lideri, önderi olarak hareket etmiştir.

HEKİM SÜT PROJESİ…

Özellikle Giresun’da tarım ve hayvancılığı geliştirecek olan bu yolla iş, istihdam ve ilin ekonomisine katma değer yaratacak olan Hekim Süt projesi takdire şayandır. Atıl durumdaki bir fabrikayı çalıştırma şartı olmadığı halde devletimizden satın alarak, teknolojisini yenileyerek, üretimi başlatan Hekim Süt’ü Giresun’un üretim markası olarak Türkiye’ye kazandıran Öner Hekim’dir. 1998 yılında, bundan 27 yıl önce il dışından gelen ilk yatırımcı Hekim Süt’ü kuran Öner Hekim oldu. Diğer iş adamları 27 yıl boyunca Giresun’da Öner Hekim’in yaşadıklarını yakinen ve ilgiyle izlediler.  Giresun’un gerçeklerini gördüler. Giresun’da Hekim süt arazisinin ve Bulancak Pazarsuyu’nda hayvan çiftliği kurulacak arazilerin başına gelenlerin Giresun’da pişmiş tavuğun başına gelmediğini gördüler. Gelmez kardeşim gelmez bu zihniyetle Giresun’a ciddi yatırımcı gelmez. Olan Giresun’a olur. O süreci iyi bilen birisi olarak sadece şu kadar söylemeliyim ki; Hekim Süt yerel yöneticilerin, adı bende saklı siyasilerin, kişi ve kuruluşların sahip çıkmaması, sahiplenmemesi, gerekli destek ve özenin gösterilmemesi sonucunda işletmeye alınışından 18 yıl sonra Giresun’un sessiz sedasız üretimini durduran fabrikası, sanayi kuruluşu olarak tarihe geçmiştir. Ancak şu an bile Hekim Süt fabrikası ilk kurulduğu gündeki gibi pırıl pırıl bir şekilde durmaktadır.

Ne kadar utansalar azdır…

Devam edelim…

Öner Hekim’in en büyük özelliği hiçbir zaman milli ve manevi duyguları kendi çıkarı için kullanmamasıdır. Hiç bir zaman Beytülmala el uzatmamıştır.  Allah’ın yardımı, çalışanlarının ve kendi gayreti ile helalinden kazanarak kazancının bir bölümünü de yıllardır hayır hasenata harcamış ve bir çok kalıcı eser yaparak devletine bağışlamıştır.

Başka örneği yoktur; ülkenin değişik yörelerine, en çok da memleketine, eğitim ve sağlık kurumları, camiler, çeşmeler yaparak, ormanlar oluşturarak bağışlayan tek başına vakıf gibi bir adamdır.

Hissettiğim kadarıyla Öner Hekim’in uzun süredir memleketini ziyaret etmemesinin nedeni Giresun’da yaptığı yatırımlara, okullara, sağlık ocaklarına ve çeşmeler gibi birçok kalıcı esere ilgililerce sahip çıkılmamasıdır. Ayrıca Öner Hekim birçok iş adamına yaptığı yatırımlarla ve hayır hasenetlerle örnek olmuştur ve örnek alınmaktadır.

ÖMER HEKİM’İN İSMİ TIP FAKÜLTESİNE NEDEN VERİLMEDİ?

Yazacak, soracak, hatırlatılacak daha çok şey var. Bunları ikinci bir yazıya bırakalım.

Mesela, Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi uzun süre Ömer Hekim Tıp Fakültesi adıyla anıldı. Sonra bir gece Ömer Hekim Tıp Fakültesi tabelasını binadan çıkardılar. Öner Hekim’in üniversiteye bağışladığı arsayı ‘biz fakülteye oğlunuzun ismini veremedik’ diye yedi yıl sonra Öner Hekim’e geri verdiler.

Öner Bey’e Ömer Hekim Tıp Fakültesindeki tabelanın söküldüğü bilgisini üzülerek ben verdim. Öner Bey’in o andaki ifadesini kamuoyu ile ilk defa paylaşıyorum. “Ufuk Bey şu anda sanki Ömer’i ikinci defa hakka uğurlamış gibi oldum” dedi. O an çok üzüldüğünü anladım. Geçen bunca zaman içinde özellikle bu nedenden dolayı Öner Hekim’in memleketine gönül koyduğunu ve uzun süredir memleketini ziyaret etmediğini tahmin ediyorum.

GİRESUN’UN KÜÇÜK HAYIRSEVERİ ÖMER HEKİM UNUTULMADI

Burada Öner Hekim’in merhum oğlu, genç yaşta hayatını kaybeden Ömer Hekim kardeşimizi de hayırsever babanın hayırsever evladı olarak; saygıyla, sevgiyle rahmetle anıyoruz. Benim bulduğum isimle söylersek Giresun’un küçük hayırseveri, küçük ağa, o kurumlarda ve kalbimizde adıyla yaşıyor. Ruhu şad olsun

Bu şehrin temsilcileri, üniversitesi, Öner Hekim gibi birisinin en çok kentimizin karlı çıkacakları; masum, makul, mantıklı, anlamlı, içinde topluma mesajlar dolu bir talebini yerine getirememişlerdir. Bu kadar zor olan neydi? Neden ve kim istemedi?

 

 

 

 

 

Zamanı geri sararak bence oradan başlanmalıdır.

Ne olursa olsun Ömer Hekim ismi yaşıyor.

ÖNER HEKİM’İN HİKAYESİNDE DERSLER VAR

Bu memlekete hayır hasenatları, hizmetleriyle sosyal yaşam tarihinde hep hatırlanacak olan Öner Hekim’in, bağımsız aday olarak seçimlere girerken ki asıl amacı oğlunun “baba milletvekili ol”   dileğini yerine  getirmekti. 14.500 oy alarak gönüllerin milletvekili olan Öner Hekim’i siyasi tarih hafızasından, toplumsal hafızadan kim silebilir ki? Sonuç olarak; Dr. Öner Hekim, aslında bir nesle ilham olacak kadar içinde dersler olan, örnek alınacak büyük bir başarı hikayesinin kahramanıdır. Bu hikâyede sevgi, saygı,  tevazu, sabır, tutarlılık, kalite ve toplumsal fayda vardır. Ona bakarak hayatın sadece şirket kurmak, para kazanmak değil, değer üretmenin iyi insan olmanın asıl amaç olması gerektiğini bir kez daha hatırlıyoruz.

MEMLEKETİN UMUDU

 

Öner Hekim hayatı boyunca zorluklar yaşamış birçok acılar çekmiş birçok ihanetler görmüş, yaşadıklarını hep yüreğinde saklamış, o dik vakur duruşundan hiç taviz vermemiş hayatı boyunca onurlu ve gizemli bir hayat yaşam sürmüş, örnek alınacak değerli bir şahsiyet olmuştur. Kendisine selam olsun.

Öner Hekiminki yalnızca kişisel bir başarı değil; aynı zamanda bir memleketin de umudu demektir. Halkımız Öner Hekim’i çok sevmektedir ve özlem duymaktadır. Dolayısıyla ilgililer bu dünya markası efsane insanı  küstürmemeli, üzmemeli ve onu sahiplenmelilerdir.

Bu şehrin O’na bir gönül alma ve vefa borcu vardır. Bağların, ilişki ve iletişimlerin yeniden kurulması gerekir. Bunun için yerel yöneticilere, siyasetçilere ve basına galiba büyük bir görev düşüyor.

Görüşmek üzere…